Yasemin Fatih Amato

Parlak bir cilt, hayatınızın tam ortasında duruyor

guzel-yuzlu-bayan

Enformasyon çağında yaşıyoruz. Bu bizi bazen üzerken bazen de neşelendirebiliyor. Nasıl mı? Cevap basit. Okuduğumuz gazete ve dergilerde ciltleri diri ve parlak ünlüleri gördükçe iç geçiriyoruz. Ya da her akşam kaçırmadan izlemeye çalıştığımız dizlerde oynayan başrol oyuncularının pürüzsüz ve parlak ciltlerine gördükçe hem imreniyoruz hem de kendi cildimizi sorguluyoruz. Profesyonel hayatın içinde bu şekilde yer almayan bizlerin de istediğimiz taktirde cildi parlak ve sağlıklı görülebilir, hem de binlerce lira harcamadan aslında.

Buraya dipnot olarak erkekler için de bir not düşmeliyim. Beyler parlak ciltten hoşlanmazlar aksine soluk ve gergin bir cildin daha sağlıklı olduğunu düşünürler ama yanılırlar.

Cildimizi parlaklığa ulaştıracak altın öğütler

Özellikle orta yaş ve üzeri kadınlar pırıl pırıl bir cilde sahip olmak isterler. Çünkü bilirler ki parlak cilt dışarıdan daha sağlıklı ve çekici görünür. Peki nasıl?

İlk adım doğru beslenme 

Hayatınızın parçası haline getireceğiniz doğru ve düzgün beslenme, sadece cildiniz için değil genel sağlığınız içinde önemli bir başlangıçtır. Yağlı yemek ve gazlı içeceklerden kesinlikle uzak durmalısınız. Arada bir sizi çekiciliği ile baştan çıkaran patates kızartmasına izin verebilirsiniz ama aşırı olmamak kaydıyla. Parlak bir cilde zararlı yiyeceklerden ne kadar uzaklaşırsanız o kadar yaklaşabilirsiniz. Sebze ve meyvesiz bir öğününüz olmayacak. Havuç malum, içinde bol miktarda A vitamini var ve cilde çok iyi geliyor. Somon balığı da zengin bir Omega 3 kaynağı… İçeceklere değinecek olursak bitki çayları ama özellikle de yeşil çay cilt kanserine yol açan serbest radikallerin ortadan kaldırılmasında büyük rol oynuyor.

İkinci adım, susuz bir gün geçirmemek

Bizi yakından takip eden dostlarımız bilir nerdeyse her konuda konu bir şekilde suya gelip düğümleniyor. Daha doğrusu suyun açamayacağı bir kapı yok. Günde en az sekiz bardak su içmek hem sindirim sisteminiz için çok faydalı hem de cildin nem kazanması, kurumaması için şart. Peki, gün içinde ne kadar su içtiğinizi anlayamıyorsunuz test basit. İdrarınız ne kadar beyazsa o kadar çok su içiyorsunuz demektir. Ayrıca suyun deyip de canlandırmadığı bir yer var mı? Cidimizde ona muhtaç…

Sporsuz bir üçüncü adım olabilir mi?

Spor salonlarından ya da koşudan gelen bir insana dikkatlice baktınız mı ne kadarda sağlıklı görünüyorlar. Neredeyse etraflarında bir ışık var. Çünkü fiziksel aktivite vücudu çalıştırır, kalp atışlarının hızlanmasıyla yüzünüz de renk alır. Sporun faydalı kısmı kafaya göre yapılmasında değil, sürekli ve doğru yapılmasında yatmaktadır. Ayrıca yüzümüzü günde iki kez bol suyla yıkamalı, gözenekleri kapayan ter damlacıklarından kurtulmalıyız. Buradaki püf noktası cildin nemli tutulmasında yatmaktadır. Özellikle duş sonrası nemlendirilen cilt parlar. Ayrıca, yüzünüzü yıkarken cildinizin temizlik ürününden tamamen arındığından, hiçbir kalıntı kalmadığından emin olun.

Dördüncü adım, vitaminler

Düzenli ve sağlıklı beslenen insanların vitamin takviyesi almasına gerek yoktur. Ama en azından doğru beslenmediğimizi düşünürsek vitamin takviyesinin iyi kötü olması gerektiğini düşünüyorum. Kış aylarında bazen kendimizi halsiz ve isteksiz hissederiz. Böyle durumlarda en iyi arkadaşımız takviye vitaminler olacaktır. Cildimiz için de aynı tespit geçerlidir. Örneğin A vitamini eksikliği, yüzünüzde siyah ve beyaz noktaların çıkmasına yol açabiliyor. Işıltı eksikliği de demir gib bir takım vitaminlerin eksikliğine işaret edebilir. B vitaminlerinin de cilde olan pozitif etkilerinden bahsedilir hep. Ama unutmayın, vitamin almadan önce mutlaka doktorunuza danışmanız gerekir.

Ana başlıklarıyla parlak cilde ulaşmanın yollarını söylemişken 8 madde ile bu işi size daha çekici hale getirebiliriz.

1- Yüzünüzü tazikli su ile yıkayın. Bu şekilde yapılacak duş, ofislerin yol açtığı cilt stresinizi azaltır.

2- Cildinizi nemlendirin. Yeni çıkan bir çok nemlendirici gün boyu etkiye sahip. Proteinli ve bitki özlü olanlar ise cildi aktif hale getirip üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturmasını sağlıyor.

3- Gece saat 1’den önce güzellik uykusuna yatmayı ihmal etmeyin. Bedenimiz özellikle ilk uyku saatlerinden gece yarısına doğru büyüme hormonları üretir. Bu hormonlar ise hücre yenilenmesini hareketlendirir.

4- Yanaklarınızın derisini gerginleştirmek için jimnastik yapmalısınız. Bunun için ağzınızı kapatın, yanaklarınızı içeri doğru çektikten sonra, ellerinizin yardımı ile yavaş yavaş gerin.

5- Duru, yumuşak bir ten için AHA komplekslerine başvurmak bir zorunluluk. Bu isimle tanınan meyve asitleri, cilt hücrelerinin yenilenmesini sağlarken, tahriş de etmiyor. Ayrıca besleyici yağlar da içeriyor.

6- Oksijen maskesi, bir çeşit expres lifting görevi görür. Bu uygulamayla, hücrelerin oksijen alımı 10 dakika içinde yoğunlaşır. Sonuç olarak, cilt olabildiğince taze ve sağlıklı bir görünüme kavuşur.

7- Lipozom maskeleri besleyicidir. Aynı zamanda, cildin alt tabakalarına da nüfuz ettiklerinden, etkilerini uzun vadede gösterirler.

8- E vitaminin bulunduğu kremler hücrelerin gerilimini azaltır. Ultroviyole ışınlarının, atık gazların, nikotinin oluşturduğu saldırgan serbest radikaller cildin zamanından önce yaşlanmasına neden olur. E vitamin cildi bu zararlı etkenlerden koruyup nemlendirir.

Sigaradan, stresden, kirli hava ve gergin bir yaşamdan uzak durarak parlak cilde ulaşmak için ilk adımı atmış sayılırsınız. Devamında düzgün uyku ve beslenme ile bunu pekiştirebilirsiniz. Sadece süreklilik ve devamlılık ile değişimi siz de göreceksiniz. İşte bu yüzden parlak bir cilt seçimi hayatınızın tam ortasında duruyor. Gidin ve alın…

İyi haftalar…

Yorumlar

Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.