Yasemin Fatih Amato

CİLT KANSERİNDE YENİ UMUT VERİCİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

cilt kanseri

Cilt kanserleri en çok görülen kanser türüdür. Tüm kanser vakalarının yaklaşık yarısını cilt kanserleri oluşturur. Bazal ve yassı hücreli kanserlerin sayısı kesin olarak bilinmemekle birlikte ABD’ de her yıl bir milyon yeni vaka tespit edileceği tahmin edilmektedir. Bazal hücreli kanserler daha yaygındır, bu vakaların 800.000 ila 900.000′ i bazal hücreli kanserler ve 200.000 ila 300.000’i yassı hücreli kanserlerdir.

Cilt kanserinin nedenleri?

Bazal hücreli ve yassı hücreli cilt kanserleri için risk faktörleri:

Doğal veya yapay aşırı güneş ışığı etkisinde kalmak

Sarışın, mavi veya yeşil gözlü, çilli olma

Ciltte yanık veya yara izi olması

Kronik cilt enfeksiyonları veya cilt ülserleri

Radyoterapi almış olmak

Organ nakli veya diğer nedenlerle bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç alıyor olmak

Cilt kanseri tedavileri

Cilt kanseri tedavisi temel olarak cerrahi işlem uygulanmaktadır. Hastalar özellikler cerrahi tedaviye girmek istemiyorlar fakat kesinlikle cilt kanseri tedavisinde cerrahi operasyon gereklidir. Cerrahi işlemde önce bir tanı koyulması gerekmektedir. Kanser tipini tahmin etmek için küçük bir biyopsi yapılabilir, kanserin tipine göre, boyutuna göre tamamen çıkartılabilir. Kanserin türüne göre cerrahi operasyonlar uygulanmaktadır. Kanserin tipine ve derinliğine göre değişir. Hastaya ikinci bir cerrahi işlemde uygulanabilir. Kanserin boyutu çok büyük değilse cerrahi operasyonda çok küçüktür. Aynı zamanda cilt kanseri olabilecek bir beni çıkarmak çok kolaydır.10 – 15 dakikalık bir işlemdir.

Cilt kanserleri çeşitleri

Bazal hücreli kanserler, yassı hücreli (squamous cell) kanserler ve malign melanomlardır. Bunlar içerisinde en sık görülen bazal hücreli kanserdir. Bir şans olarak bu en sık görülen cilt kanseri türü aynı zamanda insan vücudundaki en masum kanser olup başvuruda çok geç kalınmadığı sürece biyopsisini yaparken tedavisi de tamamlanabilen guruptur. Yani uygun genişlik ve derinlikte lezyonun tamamı çıkarılarak biyopsisi (eksizyonel biyopsi) yapıldığı zaman, hem teşhisin doğrulandığı hem de ek tedaviye gerek kalmayan guruptur.

İkinci sıklıkta görülen squamous hücreli kanserler ise ilkinden farklı olarak lenf sistemi yoluyla yayılabilen kanserlerdir. Ama vücuttaki birçok kanserin aksine bunu çok geç evrelerinde yapmaktalar. Çok geç bir evresinde gelinmediği sürece büyük çoğunluğu teşhis amaçlı yapılan uygun genişlik ve derinlikteki eksizyonel biyopsi ile aynı zamanda tedavi olmuş olurlar. Bu iki ana gurup cilt kanseri (non melanoma cilt kanserleri), tüm cilt kanserlerinin %95’ini oluştururlar ve tamamına yakınından sadece eksizyonel biyopsi yapılarak kurtulmak mümkündür. Bu iki tür geç evrelerinde yakalansa bile ek tedaviler gerekmekle birlikte başarı oranları çok yüksek ve sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür.

Geriye kalan %5’lik kısmı oluşturan malign melanomlar ise üçüncü bir gurup cilt kanseri olup erken evrelerinde dahi lenf ve kan yoluyla tüm vücuda yayılabilmektedir. Bu nedenle bu gurupta bir akciğer ya da mide kanserine benzer yaklaşımlar gerekmekte, çok erken evrelerinde yakaladıklarımızı hariç tutacak olacak olursak cerrahi tedavinin yanı sıra (uygun genişlik ve derinlikte çıkarmak + lenf nodu diseksiyonları) kemoterapi vermek de sıkça gerekmektedir.

Yeni gelişmeler

Cilt kanseri tedavisi üzerine yürütülen iki uluslararası araştırmadan “Çarpıcı ve ümit verici” sonuçlar çıktığı belirtildi. Geliştirilen yeni tedavi yöntemleriyle, vücudun bağışıklık sisteminin kötü huylu tümörleri hedef alarak etkisiz hale getirmesi sağlandı. Hâlâ test aşamasında bulunan Pembrolizumab ve Nivolumab adlı her iki ilaç da kanserli hücrelerin bağışıklık sisteminden saklanmasını önleyebiliyor.

411 kanserli hasta üzerinde denenen yeni ilaç Pembrolizumab, hastaların yüzde 69’unun en az bir yıl hayatta kalmasını sağladı. Şimdi ilaç, benzer şekilde kendisini bağışıklık sisteminden saklayabilen tümörler üzerinde de denenecek.

64 yaşındaki kanserli bir hastasının Ekim ayından bu yana her üç haftada bir yeni ilaçtan aldığını söyleyen Doktor Chao, “Yeni tedaviye başlamadan önce zor yürüyordu. Kanser akciğerlerine yayılmıştı. Ancak sadece üç dozdan sonra akciğerlerdeki tümörün temizlendiğini gördük” dedi.

İki ilaçlı tedavi

Diğer bir deneysel ilaç Nivolumab ise hâlâ kanser tedavilerinde kullanımda olan bir diğer ilaçla birlikte denendi. İlacın test edildiği 53 kanser hastası arasında ilk bir yılın sonunda hayatta kalma oranı yüzde 85 oldu. İki yıl sonundaki oran ise yüzde 79. Swansea Tıp Okulu Profesörü John Wagstaff, “Artık bu yeni tedavi yöntemiyle tümör tedavisinde yeni bir aşamaya geçtiğimiz konusunda ikna oldum” dedi. İngiltere Kanser Araştırmaları Merkezi’nden Profesör Peter Johnson ise, “Kanser hastalığı ilerlemiş insanlar için yeni tedavi türlerinin ortaya çıktığını görmek çok heyecan verici” diyor. Şimdi yeni tedavi yöntemleri çok daha büyük örneklem grupları üzerinde deneniyor. Bir yıl sonra alınacak ilk sonuçlar yeni ilaçların gerçekten kansere çare olup olmadığını gösterecek.

Yorumlar

Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.