Saçınızın Rengi 2012 Kışına Hazır mı?

Vücutta değişim ya kendiliğinden olur ya da bizler tarafından yaratılır. Psikolojik etmenler biz kadınların vücutlarını tekrar tanımasına neden olur. İçe dönülerek sorgulanan beden ve ruh, kimi zaman dış tepkilerle şekillendirilir. Böyle durumlarda ya estetiği seçeriz, ya alışverişe çıkarız ya da saçlarımızda değişiklikler yaparız. Bugün size bahsetmek istediğim saçlarımız ve saçlarımızın boyanması sırasında nelere dikkat etmemiz gerektiğidir.

2012 Kış Sezonunun Renkleri

2012 kış sezonun favori renkleri koyuya kaçan tonlar olacaktır. Siyah rengin en koyusu, sarının koyu tonları, kızılın en koyu tonları gibi…

Boyama işlevinin nerede yapıldığı önemli değildir. İster kuaförde yapılsın isterse evde yapılsın, önemli olan saçlarınızı tanımak ve onlara olması gerektiği gibi davranmaktır.

Özellikle sık değiştirilen renkler saçlarınızı yıpratır ve köklerine zarar verir. Kişiliğinize ve ruhsal durumunuza göre yapılacak değişikliklerde ana olması gereken renk seçilmeli tonlamalar istenildiği zaman yapılmalıdır. Örneğin; sarı rengin seçilmesi ama kimi zaman koyu tonları artırmak, kimi zaman azaltmak gibi…

Boya Öncesi Yapmanız Gerekenler

Saçlarınızda eğer, renk açıcı yoksa saçlar temiz ve kuru olmalıdır. Aksine saçlarınızda röfle gibi açıcı kullanıldıysa saçın kirli olması gerekir. Bu nokta önemlidir, çünkü her zaman saçlarınızı yıkamanız ve temiz olması size fayda sağlamayabilir.

– Saçlarınızı boyamadan önce muhakkak yıkamalısınız. İyice ve diplerine yedirilerek yıkanan saçlar boyanın daha kolay tutmasını sağlar. Ayrıca saç diplerinde oluşabilecek deformasyonlar önceden önlenmiş olur.

– Bazı renklerin doğadan kaynaklı dezavantajı vardır. Koyu kızıl, kırmızı gibi… Bu renkler sizi en fazla yoracak renklerdir, Saçlarınızdan kolayca akarlar. Eğer uzun vadeli bir renk olarak düşünüyorsanız kırmızı, kızıl gibi renklerin tonlarını seçmeyin. Daha kumral ve sarı tonlarını seçmeniz faydanıza…

– Değişimi aradığımız dönemlerde hep tenimizin zıttı saçlar, vücudumuza uygun olmayan kesimleri seçeriz. Bu yüzden erken davranmamalıyız, uzman olduğuna inandığınız kuaförünüze yaptırmak istediğiniz saçı anlatınız, önerilerini alınız. Ayrıca ufak tefek de olsa oluşabilecek alerjik reaksiyonlara karşı test yaptırınız.

Boyaların Alerjik Etkisi

Oksidasyon bazlı boyalara kıyasla direkt ve doğal boyalar daha az alerjiye neden olur. Alerji vakalarının çoğu doğrudan boya maddesiyle ilgilidir. Bu nedenle ev kullanıcılarına tavsiye edilen şey, tüm saça boya uygulamadan önce küçük bir bölgede boyayı denemeleridir.

Boyadan Sonra Neler Yapılmalı?

– Saçınızı boyadıktan sonra pH’ı düşük saç kremi kullanmanız saçınızı korur, doğal yumuşaklığına ve parlaklığına kavuşmasına yardımcı olur.

– Boyalı saçlar için kullanılan şampuanlar, saç renginizi daha yumuşak ve doğal gösterir. Sıradan şampuanlar saçınızın boyasını açabilir ve doğal nemini kaybettirebilir.

– Şampuanlandıktan sonra saçınızı her zaman kurulamayın. Ovalamayın veya sarmayın.

– Maden suyu, saçınızı zararlı havuz kimyasallarından korur.

– Düzenli olarak en az iki haftada bir, boyanmış saçınızın nemini ve parlaklığını yeniden kazanması için derinlemesine bakım yapın.

– Saçınız uzadıkça, renk aktifleştirici kullanarak saçınızın doğal rengini boyalı kısma uygun şekilde renklendirebilirsiniz.

– Saçınız ıslakken asla taramayın. Saçınızı geniş dişli bir tarakla saç uçlarından saç diplerine doğru yuvarlayarak tarayın.

– Saç kurutma makinesiyle aşırı kurutmayın. Saçınızı aşırı kurutmanız, nem kaybetmesine ve donuk gözükmesine yol açar.

Boya sonrası yapılacaklar uygulandığı taktirde sadece boyanızın ömrü değil asıl önemli olan saçlarınızın ömrü uzayacaktır. Kırılmalar azalacak, diplerinde meydana gelecek beyazlıkların sebep olduğu yıpranmalar nerdeyse ortadan kalkacaktır.

Saçların boyanması ve bakımı aslında rutin yapılması gereken eylemlerdendir. Kesin ve zıt yapılacak saç rengi değişiklikleri sadece saçlarınızı değil bünyenizi de yorabilir. Bunun öncesinde yapacağınız kısa bir araştırma ve uzmanlardan alacağınız görüş, geri dönüşü olmayan yollara girmenizi engelleyecektir.

Kıyafetlerin modasından, saçların modasına geçerken her ne olursa olsun değişmeyen ve değişmeyecek tek şey vücudunuza, teninize uygun olan saç renginin her zaman moda olacağı fikridir…

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment