Yorgunluk haliniz geçici mi, kalıcı mı?

Ramazan ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle son bir aydır kendinizi yorgun ve halsiz hissetmeniz normaldir. Asıl sizi endişelendirmesi gereken, yılın 11 ayında da aşağı yukarı aynı yorgunluğun olmasıdır. Her birimizin enerjik yada yorgun olduğu saatler farklıdır. Kimileri tam bir “gece kuşu”dur, gece yarısından sonra açılır; bazıları sabahları verimlidir, akşamları durgunlaşır. Bunlar bir ölçüye kadar yapısal sayılabilir ancak bazen farklı sorunların belirtisi olabilir. Bazı insanlar sabahları yataktan çok zor kalkarlar. Sanki gece boyunca ağır bir yük taşımış gibi sabah kendilerini yorgun hissederler. Canları giyinmek, sokağa çıkmak, hayata karışmak istemez. Kimileri sabah iyi kalkarlar ama gece olunca adeta çökerler. Bazıları yemeklerden sonra bitkin düşer. Bazı insanların çabucak pili biter! Kendini güçsüz, isteksiz, yaşlı hisseder…

Bu şikayetler o kadar yaygın ki! Çoğunlukla vitamin alıp geçiştirmeye çalışırız. Veya “geçer” deyip, bekleriz. Atlatabiliyorsanız, ne ala. Ama yorgunluk kronik bir hale gelmişse ciddiye almak gerekir.

Yorgunluğunuzun sebebini bulmaya çalışın

Çünkü yorgunluğun tek nedeni yoktur. Yaşadığınız sıkıntılar; beslenme sorunlarından hareketsizliğe, kan şekerinden kabızlığa, adet sorunlarından cinsel tatminsizliğe, strese, dolaşım bozuklukları, tansiyon veya kalp sorunlarına, su kaybından mineral eksikliklerine ve hormon dengelerine kadar uzanan sayısız nedene bağlı olabilir.

Hormonların oyunu olabilir mi?

Bugün yorgunluğun hormonlarla ilişkisini biraz sorgulayalım. Çünkü üzerinde en az durulan konu bu. Her hormon farklı bir enerji yaratır. Bir veya birden fazla hormonda yetersizlik baş gösterdiğinde, yorgunluğun değişik şekilleriyle karşılaşırız.

Tiroid hormonu az mı?

En derin uykudan uyandığınızda bile yataktan çıkmak size zor gelir. Ancak ilginç olan, siz çalışmaya başlayınca, hareket ettikçe, bu yorgunluğun yavaş yavaş kaybolmasıdır. Yani sabahları “afyonu geç patlayan” insanlardan biriyseniz, bu ihtimali düşünmenizde fayda var.

Östrojen veya Testosteron hormonlarınız ne durumda?

Yorgunluğunuz gün boyunca devam eder. Özellikle fiziksel olarak aktif olduğunuz saatlerde artar. Ne yemek yemenin, ne yapılan esprilerin size yararı olmaz. Hele hareketli bir gün geçirmek zorundaysanız, bu size işkence gibi gelir. Gün boyunca sadece yatağa girip uzanacağınız zamanı hayal ederseniz.

Kortizol hormonu

Bu durum kendini daha fazla geceleri belli eder. Akşam saatlerinde dayanılmaz bir yorgunluk bastırır. Ayakta durmak size işkence gibi gelir. Hele gergin bir gün geçirmek zorunda kalırsanız, altında ezildiğini hissedersiniz. Kafanız karışır, uykunuz gelir, kaçacak delik ararsınız. Çünkü kortizol hormonunun eksilmesi strese karşı direnci düşürür.

Büyüme hormonu yetersiz

Yorgunluk gün boyunca yakanızı bırakmaz. Akşamları ise kendinizi tek kelime ile tükenmiş hissedersiniz. Gece yarısından sonra ayakta kalmanız imkansızdır. Eğer buna rağmen geç yatarsanız ertesi günü çok zor geçirirsiniz.

Vücudunuz enerjik hale getirin

Yorgunluğun en iyi ilacı nedir biliyor musunuz? Hareket! Düzenli spor ve hareket vücudumuzun enerjisini ve hormonlarımızı dengeler. Ve tabii beslenme şekli çok önemlidir. Son yıllarda yapılan araştırmalar yeni görüşler ortaya çıkardı. Başta ekmek olmak üzere tüm hamur işleri, süt ürünleri, şeker, kahve, sirke, alkol ve mayalı ürünler yorgunluktan sorumlu tutuluyor. Çünkü bu gıdalar bizim enerjimizi tüketiyor, hormon üretimini engelliyor…

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment