Cildimiz ile probiyotikler arasında nasıl bir ilişki vardır?

Probiyotikler insanın varoluşundan bu yana hayatımızın tam ortasında yaşıyorlar. Aldığımız doğal besinlerin içerisinde yaşayan bu yararlı bakteriler belki de son yüz yılda olduğu kadar azalıp, insandan ayrılmamıştır. Özellikle sanayi tipi beslenme ile probiyotikler ile aramızdaki ilişki giderek açılmaktadır. Vücudumuzun hemen hemen her bölgesine yararı olan bu bakterilerin yapılan son araştırmalarda cilt için de vazgeçilmez olduğu görülmüştür. Probiyotik yönünden zengin yiyecekler tüketerek cilt güzelliğinizi içten dışa artırabilme şansına sahipsiniz.

Probiyotik nedir, ne işe yarar?

Probiyotikler yaşayan mikroorganizmalardır ve yeterli miktarda olduklarında yaşadıkları vücuda faydaları çok fazladır. Bu bakteriler bağırsaktaki yararlı bakterileri arttırarak, zararlı bakterilerin sayısını azaltarak etkili olurlar. Yaptıkları temel şey aslında bağırsak sisteminde iyi bakterilerin doğal dengesini korumaktır. Bu bakteriler vücudumuzda bir buçuk kilo ağırlığa sahipken aynı zamanda sayılarının yüz trilyon civarında olduğu düşünülmektedir.

Probiyotikler vücudumuzda nasıl azalır?

Antibiyotik gibi bazı ilaçların kullanımıyla birlikte yanlış beslenme sonucu yok olabilmektedirler. Bu tarz ilaçlar, zararlı patojenleri yok etmesinin yanı sıra, faydalı bakterileri de eş zamanlı olarak imha etmektedir. Bundan dolayı da, sürekli ve yüksek dozlarda antibiyotik tüketimi, bir takım sağlık sorunlarının oluşmasına neden olabilmektedir. Yine aynı şekilde aşırı derecede işlenmiş olan gıdaların tüketilmesi ya da lif bakımından zengin gıdaların az tüketilmesi sonucu, probiyotik üretimi azalmakta ve bundan dolayı da bağırsak florasındaki denge zararlı bakterilerin lehine değişmektedir. Uzun süre devam eden ishal, stres, alkol ve uyuşturucu kullanımı da, probiyotik oranının azalmasına ve sonuç olarak da, sindirim sistemi sağlığının bozulmasına neden olabilmektedir.

Probiyotik içeren besinler

Kefir

Mayalanma sonucu meydana gelen kefir, keçi, koyun ya da manda gibi hayvanların sütünden elde edilebilmektedir. Fermantasyon yardımı ile meydana gelen kefirin, probiyotik içeriği sütün içerdiği probiyotiklerden daha fazladır.

Turşu

Lezzetli ve faydalı olan turşu, iyi bir probiyotik kaynağıdır. Özellikle de yemeklerin yanında tüketilen turşular, bağırsak ve sindirim sistemi sağlığı açısından oldukça faydalıdır. Turşunun suyu bile, iyi bir probiyotik kaynağıdır.

Yoğurt

Yoğurtta bulunan probiyotikler “Lactobacillus” ve “Acidophilus”dir. Bu bakterilerin faydası, sindirim sistemini zararlı bakterilere karşı korumak ve gerekirse de onlarla mücadele etmektir.

Peynir

Thermophillus, bifudus, bulgaricus ve acidophilus isimli faydalı bakterileri içeren peynir, bağışıklık sistemi sağlığının güçlenmesine yardımcı olmaktadır.

Mikro Yosunlar

Mavi yeşil algler, spirulina ve chlorella gibi bazı alg (yosun) türlerinin probiyotik içerikleri yüksektir. Bu gibi mikro yosunlar, aktarlar tarafından toz şekilde satılmaktadır.

Ve diğerleri

Sirke, Şalgam, Boza, Doğal zeytin, Dhokla, Dosa, Idli, Kim Chi, Miso, Natto…

Probiyotikler cildimiz için ne kadar önemlidir?

Probiyotikler, ciltte oluşabilecek sorunları erken uyarı sistemi gibi çalışarak koruyucu mekanizmaları uyarabilme gücüne sahiptirler. Ayrıca yaşlılık etkileri, akne, siyah nokta gibi istenmeyen cilt sorunlarından da kurtulmada bizim önemli yardımcılarımızdandırlar. Cildimiz, organlarımız ile dış dünya arasında bir bariyer vazifesi görmektedir. Patojenlerin vücudumuzu mesken tutmasını engellemek için tüm cilt yüzeyimiz yararlı bakterilerle kaplıdır. Bu faydalı bakteriler cildimizin pH dengesini sağlarken gereğinden fazla kuru veya yağlı görünmesini engellerler. Bu sayede daha canlı ve sağlıklı bir görünüme sahip oluruz.
Sivilce ve kızarıklık gibi bazı enflamatuar cilt koşullarında, probiyotikler koruyucu bir kalkan oluşturup, cilt üzerindeki patojenlerin reaksiyon oluşturmasını önlemeye çalışırlar. Probiyotikler, zararlı bakterileri öldürerek, inflamasyonun oluşmasını önleyen antibakteriyel özelliklere de sahiptirler.

Kısaca probiyotikler cildimizde azalmaya başlarsa deri ve alerjik reaksiyon yaşama olasılığımız artar. Bu yüzden hastalarımıza alerjik ya da seboreik dermatit durumunda probiyotik takviyeler almasını öneririz.

http://www.hurriyetaile.com/yazarlar/yasemin-fatih-amato/cildimiz-ile-probiyotikler-arasinda-nasil-bir-iliski-var_6751.html

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment