SELÜLİTİN DİYETİ Mİ OLURMUŞ!

 

Selülit, aynı kıvrımlı vücut hatları, göğüsler, yumuşak kaslar, sakalsız yüzler gibi bir dişilik özelliğidir. Ne var ki bu teselli kadınları avutmaya yetmez. Sütun gibi bacaklara sahip olmak varken, portakal kabuğu gibi yumrulanmış bir cilt görüntüsü baş gösterince, kalçalarda gevşeme başlayınca, kadınlar dehşete kapılırlar ve estetik merkezlerine koşarlar. Üstelik incecik vücutlar bile selülitden nasiplerini alırlar. Gerçekten güzellik salonlarına yapılan başvurular konularına göre sıralanacak olursa, şikayetlerin ilk sırasında selülit bulunur. Selülitin esas nedenleri hormonal ve kalıtsaldır. Ama beslenme alışkanlıkları, hareketsizlik, kahve, sigara ve bedenin duruş bozuklukları, selülitin nedenleri arasında sayılabilirler. Gerçekçi olmak gerekirse, hareketsizlik ve hatalı beslenme tek başına selülite yol açmaz. Ancak eğilimi arttırırlar veya tedaviyi baltalarlar. Buna rağmen, kalıtsal nedenleri kontrol etmek fazla mümkün değilken, yaşam tarzına ait etkenleri yönetmek elimizdedir.

Selülit bir hastalık mıdır?

Size her şeyden önce şunu söylemeliyim; selülit sadece estetik bir mesele değildir. Bir çeşit hastalık, bir dolaşım bozukluğu veya cilt altı yağ dokusunun yeteri kadar beslenememesi durumudur. Selülitin nedenlerine bir göz atacak olursak; bozulmuş kan dolaşımı, fazla östrojen, yağlanmaya ve vücutta su tutulmasına neden olan diğer hormonal sorunlar, toksinler, karaciğer yorgunluğu, yaşlanma ve kalıtım etkenlerini görürüz. Bütün bunlara yanlış beslenme alışkanlıklarını, alkol ve kafeinlere düşkünlük, sık sık kilo alıp verilmesi, kan dolaşımını daha da fazla bozan hareketsizliği, sigara ve beden duruş bozuklukları, kabızlık gibi etkenleri eklersek, sellülitle baş etmenin neden kolay olmadığını anlamak zor değildir.

Selülit diyeti nasıl yapılır?

Kilo alıp vermekten kaçınmaya çalışın.

Tuz, şeker ve yağ tüketimini azaltın.

Doymamış yağlar yani başta zeytinyağı olmak üzere sıvı bitkisel yağları kullanın.

Elinizden geldiğince sık balık yiyin. Ancak yağda kızartmayın.

Balığın yanı sıra kabuklu deniz ürünleri, tavuk-hindi eti ve yumurta tüketmeye özen gösterin. Proteinler vücutta tuz tutulmasını ve ödem oluşmasını önler.

Bol bol taze sebze, meyve ve lifli gıdalar tüketin.

Sebzeleri mümkün olduğu kadar çiğ olarak yemeye çalışın veya çok az pişirin.

Turp, maydanoz, kereviz, çilek ve kabuklu pirinç vücudun fazla suyu atmasına yardımcı olurlar.

Baklagilleri sofranızdan eksik etmeyin.

Hayvansal proteinlerle karbonhidratları aynı öğünde yemeyin.

Kahve, çay, kola gibi içecekleri mümkün olduğu kadar az tüketin. Diyet olanlarına da itibar etmeyin. Bu tip içeceklerin tümü selülit oluşumuna neden olan sıvı birikimini arttırırlar.

Alkollü içeceklerden sadece kırmızı şarabı tercih edin.

Yemek ile meyve arasında en az iki saat geçmesini bekleyin. Bunların aynı zamanda yenilmesi yağ emilimini arttırabilir.

Öğün atlamayın. En az 3 öğün yiyin.

Ancak bütün öğünlerde yukarıdaki ilkeleri dikkate alın.

Beslenme diyetine destek olarak: A ve E vitaminleri, magnezyum, fosfor ve silisyum alın. Bunlar cildi düzgünleştirir, metabolizmayı canlandırır ve dokuları kuvvetlendirir.

Karaciğeri güçlendirin

Karaciğer yağlanması güzellikle ilgili manşetlerde fazla rastladığımız bir konu değildir. Oysa karaciğer yağlanmasının en genel belirtileri,kilo vermede zorluk, bel bölgesinde yağlanma, selülitlerin artması ve kolesterol seviyesinin yükselmesidir. Karaciğerin temel işlevlerinden birisi vücudumuzdaki yağ metabolizmasını düzenlemek ve yağ fazlasının atılmasını sağlamaktır. Alkol, evde, sokakta ya da işyerinde etkilendiğimiz kimyasal maddeler, aldığımız ilaçlar, sağlıksız beslenme (özellikle işlem görmüş hazır yiyecekler) sonucunda vücutta biriken tüm zararlı maddeler karaciğeri yorarlar. Böylece hayati önem taşıyan bu organımızın verimli çalışmasına engel olurlar. Karaciğer yağlarla baş edememeye başlar ve onların bel çevresinde, yada selülit şeklinde deri altında birikmesini önlemekte başarısız olur.

Detoks

Karaciğerimizin kendini onarmasına ve tüm yeteneklerini yeniden kazanmasına yardım etmeliyiz. Bu amaçla size sadece 2 hafta süreyle yapacağınız gayet basit bir detoks diyeti öneriyorum.

Karaciğerde biriken yağları eritebilmek için her şeyden önce aldığınız yağlara dikkat edin. Hayvansal yağlar, tereyağı, margarinler gibi doymuş yağlar, karaciğerden son derece güç arınırlar. Zeytinyağı, ayçiçeği yağı, balık yağı gibi doymamış yağ oranı yüksek ürünler ise sağlığımıza destek olurlar.

Süt ürünlerine 15 gün ara verin. Tüketmekte olduğunuz tüm süt ürünlerini azaltın. Özellikle tam yağlı süt, tam yağlı peynir çeşitlerini ve bunlardan yapılan her türlü yiyeceği kendinizden uzak tutun.

Bu süre zarfında mutlaka süt içmeniz gerekiyorsa, tamamen yağsız sütleri seçin. Bu detoks süresi içinde, patates, ekmek ve pirinç gibi nişastalı gıdaları almayın.

Alkol, tuz ve doymuş yağlar, işlenmiş gıdaları, şeker ve kafein alımını da kaldırın.

Zorunlu olmadıkça ilaç kullanmayın. Gereksiz yere ağrı kesici, trankilizan, emin olmadığınız vitaminler, suni tatlandırıcılar kullanırken, bir daha düşünün. Bunlar için doktorunuza danışın. Tabii ki devamlı kullanmak zorunda olduğunuz temel ilaçlardan bahsetmiyoruz.

Karaciğerinizi yormamak için, aşırı sıcak ada aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerden, acı baharatlardan, hızlı ve sinirli yemek yemekten, her türlü öfke ve gerginlikten uzak durun.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment