Vitamin ve antioksidan tabletleri almak zorunda mıyız?

Aldığımız veya alamadığımız tüm gıdalar; uykusuzluktan hormon bozukluğuna, cildin yağ ve nem dengesinden genel savunma sistemine, hafızamızdan gözlerimize, sindirim sorunlarından saç ve tırnaklarımıza hatta depresif veya huzurlu olmaya kadar, her türlü “insanlık halini” etkiler. Bu nedenle beslenmeyi tamamlayıcı (diet supplement) olarak kullanılan vitamin tabletleri oldukça değerlidir. Beslenme sorunları olduğunda, sağlık dengesi bozulduğunda veya vücudun belirli besinleri özümseyemediği durumlarda; diyet tamamlayıcı tabletler, kimi zaman hiç abartısız, can kurtarır.

Ne var ki, insanoğlu yeni keşfettiği her şeyde biraz uç noktalara gider. Bu nedenle vitamin ve antioksidan tabletlerinin tüketimini teşvik ederken de biraz dozunu kaçırmış olabiliriz. Sağduyulu düşünürseniz, doğal beslenmenin yerini hiçbir şey tutamaz. Taze gıdalardan alınan besinler hem tüm yaşamsal ihtiyacımızı karşılar, hem de lezzetleri, kokuları ve paylaşımı ile ruhumuzu doyurur. Öte yandan alışverişi ve hazırlanışı ile de yaşamımızı programlar. Bu nedenle büyük bir ayrıcalığımız olan eşsiz Akdeniz mutfağını ve sofra geleneklerimizi korumak için elimizden geleni yapmalıyız.

Vücudun tembelleşmeye alışması

Haplar ve kapsüller zamanla vücudu tembelliğe alıştırır. Doğal gıdalar ise vücudun ihtiyacı olan maddeleri kendi kendine üretip dönüştüren sistemlerini aktif ve canlı tutar. Öte yandan sindirimi düzenler, mide ve bağırsak sağlığını korur. Hapları tam olarak besinlerin yerine koymak mümkün değildir. O zaman her işlev için ayrı bir destek aramaya başlarız. Antioksidanlar için bildiğiniz tabletleri ve kapsülleri yuvarlarken, sindirimi düzenlemek için başka ilaçlar aramaya başlarız vb.

Bence, taze gıdaları yeteri kadar tüketen sağlıklı bir insanın, ayrıca vitamin almaya ihtiyacı yoktur. Hele pazarlarda her şeyin bol bol bulunduğu bu güzel ülkede, tüm ihtiyaçlarımızı doğal kaynaklardan karşılayabiliriz. Bu amaçla, evinizi yararlı gıdalarla dolduracak bir alış veriş listesi hazırladım. Bakalım hoşunuza gidecek mi?

Bilinçsiz antioksidan tablet kullanımı…

Antioksidan tabletlerin kesinlikle doktora danışılmadan kullanılmaması gerekir. Bağışıklık sistemimizin hem antioksidanlara hem de serbest radikallere ihtiyacı vardır. Her ikisini de vücudumuz kendisi üretir. Sebze ve meyveler üzerinden çok sayıda farklı antioksidanı vücudumuza beslenme yoluyla almaktayız. Tablet olarak ekstra antioksidan takviyesine ihtiyaç yok.Serbest radikalleri vücudumuz için sadece zararlı bir kimyasal olarak tanıtmak yanlıştır. Serbest radikaller bağışıklık sistemimizin önemli kimyasallarıdır. Vücudumuza dışarıdan alınan bakteri veya virüslerin yok edilmesinde bağışıklık sistemimizin ürettiği serbest radikaller vazgeçilmezdir. Örneğin hücre içerisine giren bir bakteri, lysozom içerisinde bulunan hidrojenperoksit serbest radikali tarafından parçalanarak yok edilir.

Tablet olarak kullanılan antioksidanların zararları nelerdir?

Vücut serbest radikallere karşı savaşı antioksidanlarla yapıyor. Antioksidanlar bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Aynı zamanda vücudun bazı hallerde zararlı serbest radikallere de ihtiyacı vardır. Serbest radikaller hücre zarına zarar verip yaşlanma etkisine sebep olur. Hücrenin içindeki DNA’yı olumsuz etkileseler de onlarla ilgili ürkütücü ve korkutucu düşünememek gerekir. Vücuda bir bakteri veya virüs girdiğinde de serbest radikallere ihtiyaç vardır. Örneğin; hidrojen peroksit, serbest radikal özelliği taşır. Siz bu esnada dışardan bir antioksidan tableti aldıysanız vücut savaş halindeyken vücudun bağışıklık sistemini zayıflatıp, bu virüse veya bakteriye karşı direnç kazandırmış olursunuz.

Eczanelerde veya vitamin dükkanlarında satılan vitamin, mineral ve enzimleri seçmek ciddi bir iştir ve bunların doktor tavsiyesiyle alınması gerekir. Vücudumuz ne kadar çok işlevi kendi başına yapabilirse, o kadar iyidir. Gereğinden fazla alındığı zaman; saç dökülmesi, karaciğer, kemik hastalıkları, mide bulantıları, ishal ve böbrek taşı gibi sorunlara yol açabilirler.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment