Kaygı ve stresin, dost ve düşman yiyecekleri nelerdir?

Gün içinde en çok içtiğimiz içeceklerden biri, kahvedir. Peki kahve içtikten sonra kendinizi gergin hissediyor musunuz? Bazı içecek ve yiyeceklerin stresinizi artırdığınızı biliyor musunuz? Bu yazıda kaygı ve stres temelli beslenme alışkanlıklarına değinmeye çalışacağım.

Proteini bol yiyecekler tüketmeliyiz

Beynimiz, vücudumuzdaki enerjimizi en fazla tüketen organımızdır. Sinir iletici seratonini üretebilmek için triptofan denilen amino aside ihtiyaç duyar. Yapılan bir araştırmada kaygı bozukluğu olanlara, triptofan yüklü atıştırmalık bar verilmiş, bu kişiler diğer katılımcılara göre daha az anksiyete belirtisi göstermişler. Yalnız günlük hayatta alacağınız triptofanların doğal yollardan alınması gerekmektedir. Bu gıdalarda; tavuk, hindi, balık, yumurta, süt, peynir, kabuklu yemiş, çekirdek ve tofu gibi yiyecekler olmalıdır.

Yeşil çay ‘’in’’, kahve ‘’out’’

Kahve içerisinde yer alan kafein, adrenalin ve norepinefrin hormonlarımızın salgılanmasını sağlayarak daha uyanık ve tetikte olmamızı sağlarlar. Ama aynı zamanda dövüşçü ve kaçış tepkimizi harekete geçirerek bizi rahatsız ederler. Yapılan araştırmalara göre günde 1000 mg. bu yaklaşık beş fincana denk gelir. Kafein, ruh halimizde kaygı bozukluğuna sebep olur. Ancak unutulmamalı ki kafein etkisi kişiye göre değiştiğinden yalnızca bir fincandan daha fazlası bile bünyeye ağır gelebilir. Bu durumu engellemenin yolu doğal olarak olarak kahve alımını yavaşlatarak azaltmaktan geçiyor. Eğer kafeinsizlikten bir türlü ayılamadığınızı hissediyor veya yalnızca sıcak bir şey içmek istiyorsanız kahve yerine yeşil çayı içebileceğinizi biliyor musunuz? Bir fincan kahvede bulunan 200 mg. kafeine oranla bir fincan yeşil çayda yalnızca 45 mg. kafein bulunur. Bunun yanı sıra yeşil çayda tanen denilen bir madde daha bulunur. Bu madde dikkati artırırken, stresi ve kaygıyı azaltır.

Bol bol balık tüketin

Balığın her türlüsünü haftada en az 2 gün yemek gerekir. Ton balığı, uskumru veya hamsi fark etmez. Özellikle yağlı balıklarda bulunan omega 3 yağ asitleri, beyindeki iltihabı azaltır ve ruh haline olumlu etkide bulunur. Bol omega 3 tüketen kişilerde daha az kaygı belirtisi görülürken, stresli ortamları idare etmede daha başarılı oldukları bilinmektedir. Eğer balık yemiyorsanız omega 3’ten yararlanmak için doktorunuzdan EPA ve DHA içeren vegan omega takviyelerini alabilirsiniz. Özellikle ceviz ve keten tohumu gibi bitkisel yiyeceklerde de ALA denilen farklı bir omega 3 türü bulunur. Bu omega 3 türünün kaygı ve stres konusundaki etkileri araştırılmadığı için etkileri tam olarak bilinmemektedir.

Tabağınızdan sebze ve meyve eksik olmasın

Amerika’da yapılan bir araştırmada on iki bin kişi, iki yıl boyunca takip edildi. Günde en az 8 porsiyon sebze ve meyve yiyen insanların, kişisel durumları veya gelirleri ne olursa olsun daha mutlu ve sağlıklı olduğu, hayattan daha fazla zevk aldıkları gözlemlenmiş.

Çikolatanın bitterlisi makbuldür

Belirli saatlerde canınızın tatlı şeyler çekmesi normaldir. Önemli olan bu zamanları az zararla atlatabilmektir. Bu durumlarda sizi kurabiye, bisküvi ve şekerleme gibi yiyecekler mutlu edebilir ama kısa bir süre için! Kan şekerinizi yükselten bu yiyeceklerin etkisi yaklaşık bir saat sonra geçtiğinde, ruh haliniz de aynı şekilde dibe vuracaktır. Şeker alımının çok olduğu beslenme şekillerinin de kaygı ve depresyona sebebiyet vermesi bu nedenledir. Canınız tatlı çektiği zaman yapmanız gereken bitter çikolata yemektir. Son yapılan araştırmaya göre kakaoda bulunan polifenol, anksiyete belirtilerini azaltarak insanları daha mutlu hissettiriyormuş.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment