Stres Dediğin, Tek Dişi Kalmış Canavar

Çağın hastalığı stres…

Herkesin ağzında tek bir kelime var, birileri sana sorunca cevabın sanki “stres” olacak denmiş gibi tek bir ağızız.

İyi güzel de stres ne?

Bu kadar kötü bir kavramsa neden yanıbaşımızda geziyor, kurtuluşumuz yok mu? Ne onla ne onsuz mu?

Aslında işin özünde trajikomik bir durum var. İyi yaşamak için belirli bir miktar vücudumuzun strese ihtiyacı bulunuyor. O sabahları yataktan kalktığımızda bize her türlü şeyi yapmak için canlılık ve enerji verir. Stres olmasaydı hayatımızda birçok şey istediğimiz gibi gitmezdi. Bizi etkileyen kısmı stres bir sorun haline ya da sıkıntı haline dönüştüğünde başlar.

Eksikliği bizi rehavete sokar, diğer insanlardan kendimizi izole etmemize neden olur. Etkilerin karşılığında herhangi bir tepki bulabilmek adına insanlar negatif stres nedeniyle ilaç kullanırlar. Aynı zamanda çok fazla stres baş ağrısı, mide bulantısı ve çeşitli sağlık sorunlarının oluşmasında en önemli etkendir. Bazı durumlarda stres kaynaklı yüksek kan basıncı kişilerin felç kalmasına ya da kalp krizi geçirmelerine sebep olmaktadır. Kişiye güvensizlik duygusu yayan bu psikolojik hastalık kısa vadede çevreye, uzun vadede topluma büyük zararlar verir. Stres de yanıldığımız nokta, kavramın hep negatif olacağına ilişkin inanıştır. Aksine olumlu stres ve sonuçlarıylada sıkça karşılaşılır.

İster iyi ister kötü olsun stresle başa çıkmanın basit yöntemleri vardır

Stresi yenmek adına yapılan yanlış uygulamalara önce bakarsak:

– Alkol tüketmek,

– Sorunları kabul etmeyip sürekli inkar etmek,

– Bilinçsizce ilaç tüketmek,

– Sigara içmek,

– Kızgın ve kontrolsüz davranışlar sergilemek,

– Abur cubur yemek sayılabilir.

Bu yanlış uygulamaların dışında doğru uygulamalar ise:

– Gün içinde 30-40 dakika sürecek kısa uykular vücudunuzun kaybettiği enerjinin kazanılmasında faydalıdır,

– Profesyonel masaj desteği almak,

– Kendinizi ifade edebilecek oyunculuk, enstrüman çalma, şiir ve şarkı sözü yazmak gibi enerjinizi yaratıcı işlere yoğunlaşmak

– Gün içinde gülümsemek hatta kahkahalar atmak,

– Kendinize karşı nazik olmak, tartışmalardan uzak durmaya çalışmak, kendi kendinizle konuşmak ve vücudunuzu dinlemek,

– Meditasyon ve gevşeme tekniklerini öğrenin ve uygulayın.

Gün içinde yapılan planlar da bizi yorar, yapılamayanlar da. Sürekli koşuşturma içinde süren günlük hayatta “Saat 3’te randevum var” deyip ona yetişememek ya da yetişemeyecek durumda olmak kimi zaman ömrünüzden ömür götürür. İşte bu, stres dediğimiz şeyle yüzleştiğiniz andır. O zaman stresle başa çıkmanın en önemli faktörlerinden biri “Zamanı iyi yönetebilmekte” yatıyor.

Zaman Yönetimi ve Stres

Bizim için, sizler için yani hepimiz için zaman bugün en önemli metadır. Onu idare edebilmek adına yapılması gereken en önemli müdahale önceliklerimizi belirlemekte yatıyor.

Kendimize mi? Ailemize mi? Arkadaşlarımıza mı? Kime öncelik vermeliyiz?

Aslında koyduğunuz hedefe sizi çabucak yaklaştıran kimse, zaman planlamasına da onunla başlamalısınız. Bunun içinde bazı ipuçlarını değerlendirmek gerek.

– Kendi görevini belirlemek adına, yaşam ve genel hedeflerin hakkında düşünebileceğin, sonra onları yazabileceğin bir zaman belirle. Yazıda kendine “Yaşam için neler gerekli ve neyi başarmak istiyorsun?” diye sor.

– Hayatınızda yaptığınız şeyleri oldukça önemli, önemli, idare eder ve önemsiz olarak kategoriza edin. Ya da daha karmaşık bir sınıflandırma da yapabilirsiniz. Önemli ve acil, önemli ama acil olmayan, acil ama önemli olmayan ve acil ama ne önemli ne önemsiz gibi…

– Sessiz geçen zamanlarınızı iyi planlayın, bunlar uyku ve vücudunuzun yorgun olduğu, dinlenmek istediği zamanlardır. Sağlık için bunu kesinlikle yapmalısınız.

– Size verilen ve sizin içinde bulunduğunuz rolleri gözden geçirin. Rollerinizi net ve sert kurallar içine almaya çalışın. Bu hayatınızda düzen ve dengeyi sağlayacaktır.

– Hedeflerinizi belirleyin ama uzun ve zor olmasın, örneğin bu hafta daha sabırlı olacağım gibi.

– Haftanızı mümkün mertebe yazıya dökmeye ve planlamaya, en önemlisi uymaya çalışın. Eğer planda yapamadığınız şeyler varsa endişelenmeyin, diğer hafta ilk yapılacaklara ekleyin.

– Hafta sonları, haftanızın nasıl geçtiğini kendi içinde değerlendiriniz. Kendinizce haftanın büyük başarısı nelerdi? Hangi zamanlarda daha az başarılı olmuşsunuz, neden başaramamışsınız? Bunun cevabını bulup küçük çaplı revizyonlar yapınız.

– Başardığınız bir şey olursa kesinlikle sonuna kadar onun tadını çıkarın.

Hayatınızı planlayarak, kendinizi motive ederek ve negatif strese neden olanları etrafınızdan uzaklaştırarak sadece sağlığınızda değil çevrenizde de olumlu bir değişimin gerçekleşmesine neden olacaksınız. Bunun için stresle başa çıkabilmeyi öğrenmeli, zamanı iyi yönetmeli ve en önemlisi hayata karşı pozitif olmalısınız.

Yorumlar

Yorum

yasemin amato: 1965 yılında İran'nın Tebriz kentinde doğmuştur. 1983 yılından itibaren Türkiye'de yaşamaktadır. 1990 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirdikten sonra, ihtisasını aynı üniversitenin Dermatoloji Ana Bilim Dalı'nda yaptı. Kozmetik dermatolojiye olan tutkusunu geliştirmek için İngiltere'ye gidip Birmingham'da dermatoloji kursuna katıldı. 1995 yılında ABD'nin Dallas eyaletinde Kollajen enjeksiyonları hakkında eğitim aldı. 1996 yılında Paris'te dünyanın en ünlü uzmanlarından (Dr.Benjamin Asher, David Goldberg, Dr. Legrand, Dr. J.Le Coz, Dr.Laglen) değişik dolgu maddeleri enjeksiyonları, botoks ve mezoterapi eğitimi gördü. Türkiye'ye dönünce YASEMEN adında bir kozmetik dermatoloji merkezi açarak, İzmir'de ilk kez dolgu, botoks, mezoterapi, lazer epilasyon, kalıcı makyaj ve mikrodermabrazyon uygulamalarını başlattı. 2004 yılında Doğan Yayınevi'nden çıkan "Güzel ol, Bugün, Yarın ve Daima" isimli bir kitap yazmıştır. 2009 yılında "Yaşlanmayı erteleyin" "Evde güzellik ve bakım sırları" "Güzel dokunuşlar" isimli kitapları yayınlanmıştır. 2004 yılından itibaren Şamdan plus, Diva, Sabah Gazetesi'nin eki Günaydın, Hürriyet Aile, Kuşhan Diyet, Karşıyaka LIFE, ESİAD dergileri gibi yayınlarda köşe yazarlığı yapmaktadır. Ayrıca 1994 yılından beri Ticaret Europe üyesidir. Kendisi bir çok televizyon programlarında, üniversite içi seminerlerde, konferanslarda, ulusal ve uluslararası kongre ve seminerlerde konuşmacı olarak katılmıştır. Dr. Yasemin Fatih Amato evli ve bir çocuk annesidir.
Related Post
Leave a Comment