Yasemin Fatih Amato

YAZ ORTASINDA “YAPAY BRONZLAŞMA” SOHBETİ

bronz

Geçen hafta sonu eşim, kızım ve dostlarımla Gökova’ya gitmiştik. Sabah saat 11’den sonra güneşe çıkmadığımız ve yeniden plaja gitmek için saatin 17 olmasını beklediğimiz, ayrıca 60 faktör güneşten koruyucu sürdüğümüz halde, yüzlerimiz ve omuzlarımız adamakıllı yandı. Kafeteryaya veya çevredeki insanların yanına gidip gelirken güneşten geçtiğimiz kısa süreler, gölgede kitap okuyup sohbet ettiğimiz, yemek yediğimiz sırada bile yakıcı güneş ışınları bizi etkisi altına almış! Öyle anlaşılıyor ki, yaz tatilleriyle ilgili alışkanlıklarımızı iyice değiştirmemiz gerekiyor. Belki de sabah çok erken kalkıp, güneşin yükseldiği öğle saatlerinde uzun bir uykuya yatmak iyi bir çözüm olabilir. Ne yapıp yapıp, son derece tehlikeli olan UVA ışınlarından uzak durmayı başarmamız lazım.

Öte yandan bembeyaz bir tenle dolaşmayı kabullenmek de kolay değil. Ancak esmerleşmek arzusunun, aynı makyaj gibi sadece kozmetik bir ihtiyaç olduğu da bir gerçek. O halde biz de gerçeği olduğu gibi kabul edip; sağlık ve neşe için yüzerken, güzelleşmek için esmerleşeceğiz ancak ikisini ayrı ortamlarda çözeceğiz. Örneğin denize ve havuza güneşin fazla yakıcı olmadığı saatlerde girerken ve yanmamak için elimizden geleni yaparken; bronzlaşmak için ya solaryum salonlarını seçeceğiz ya da yatak odamızda veya banyomuzda cilde renk veren ürünleri sürmeyi tercih edeceğiz.

Güneş yanıkları esas olarak UVB ışınlarından kaynaklanır. Solaryum cihazları ise saf UVA ışını verirler. Solaryum esasında sivilce, sedef gibi bazı deri hastalıklarını tedavi etmek için kullanılır. Solaryumların UVA ışınları gözle görülür bir yanık yaratmaz. Ama uzun vadede, cildin erken yaşlanmasına katkısı olur. Doğrusunu söylemek gerekirse UVA ışınları, UVB ışınlarından daha derinlere nüfuz eder. Alt deriye kadar ulaşarak, cildin esnekliğini ve sıkılığını sağlayan temel dokulara zarar verirler. Bu nedenle solaryumda aşırıya kaçılırsa; kırışıklıkların oluşmasına , kılcal damar çatlamalarına, kırışma, köseleleşme gibi hasarlara engel olunamaz.

Bronzlaşmayı bir ihtiyaç olarak kabul edecek olursak, solaryum gerçekten çok işe yarar. Önemli olan, solaryumdan yararlanırken cildi korumanın yollarını öğrenmektir. Ayrıca insan plajda saatleri unutup kendini kaybetse bile, ciddi solaryum salonlarında, uzmanların denetimi altında bulunur ve süresi daima sınırlı tutulur.

Bazı bünyelerin UV ışınlarına maruz kalması sakıncalıdır. Örneğin çok hassas ciltler, müzmin baş ağrısı çekenler veya migren olanlar, ışık allerjisi sorunu yaşayanlar veya fotosensiviteyi arttıran ilaçları kullananlar, egzema veya deri iltihabı gibi cilt sorunlarında, hamilelik süresi içinde ayrıca kalp ve şeker hastaları ile düşük veya yüksek tansiyonu olanlar solaryumdan uzak durmalıdırlar.

Bronzlaşmak için bir başka seçenek de, özel ürünler sürerek renk değiştirmektir. Ten rengini değiştiren bu krem veya losyonlar, cilde sürülerek kullanılır. Bunlar fondöten gibi bir boya malzemesi niteliğinde değildir. Yıkandığınız veya suya girdiğiniz zaman akmaz. Yapay bronzlaştırıcılar, dihidroksiaseton (DHA) içerirler. DHA alt deride bulunan proteinleri çalıştırır ve cilt üzerinde kahverengi bir tabaka oluşmasını sağlar. Adeta güneş altında bronzlaşmış gibi, bir süre etkisini korur ve genelde güvenlidir. Ancak geçici bir süre için, cildin biraz kurumasına yol açar. Yaratılan bronzluk birkaç gün süreyle devam eder. Cilt yenilenip ölü hücreler atıldıkça rengi açılır. Rengi korumak için, ürünü birkaç gün arayla yeniden uygulamak gerekir.

Yapay bronzlaştırıcı ürünler bazı insanlarda çok başarılı sonuçlar verir. Bu insanlar şanslı sayılır. Hayal kırıklığına uğrayanlar da olabilir. Çünkü kimi ciltte lekeli bir manzara ortaya çıkabilir veya portakal rengini andıran garip bir renk oluşabilir. Erkeklerdeki sorun ise tıraş olmaktan doğar. Her tıraştan sonra cilt kısmen soyulup, yenilendiği için renk bütünlüğü bozulur ve yüz lekeli görünür.

Bu ürünleri kullanırken, iki konuya çok dikkat etmek gerekir: Birincisi, ne kadar esmer görünseniz de, güneşin sizi “beyaz” göreceğidir. Diğer nokta ise, başarılı bir kozmetik sonuç için, en yumuşak sürümlü ürünü seçmek ve cildin her noktasına eşit miktarda tatbik etmektir. En iyisi de bu krem veya losyonları mümkün olduğu kadar ince tabakalar halinde uygulamaktır.

Mümkün değil, bronzlaşmak arzusundan vazgeçemiyoruz. Hafif esmerlik insanı diri, gergin ve çekici gösteriyor. Kozmetik dünyası da bu ihtiyaca bir çare bulmak için elinden geleni yapıyor…

Yorumlar

Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Time limit is exhausted. Please reload CAPTCHA.